Hoşsun, akıllısın, kötü niyetlisin, hatta kötülüğe eğilimlisin. Ha gayret... Zira bana en son gönderdiğin ve kâh söylenilenlere kah bizzat senin düşündüklerine ikisini harmanlayarak başvuran mektup, varsayılan rnutsuzluğumdan duyulan bir tür sevinçtir. Bir yandan köşeye sıkıştığımı, her açıdan, hayatta, öğretmenlikte, siyasette köşeye sıkıştığımı, yıldız müsveddesi olduğumu, bunun yine de çok uzun sürmeyeceğini ve işin içinden çıkamayacağımı söylüyorsun. Diğer yandan her zaman sizden geride olduğumu, sizin ey gerçek deneyciler ya da kahramanlar, sizin kanınızı emdiğimi ve zehirlerinizi tattığımı, ama size bakarak ve sizden yararlanarak hayatta kaldığımı söylüyorsun. Ben, bunların hiçbirini hissetmiyorum. Gerçek ya da sahte şizofrenler o kadar canımı sıkıyorlar ki, sevinç içinde paranoyaya dönüyorum. Yaşasın paranoya! Mektubunla bana biraz hınç (köşeye sıkıştın, köşeye sıkıştın, "itiraf et"...) ile biraz da vicdan rahatsızlığı (utanmıyorsun, geridesin...) değilse, ne aşılamak...