Köksap, nesnelerin, mekânların ve insanların en farklı ve en özdeş olanları arasında meydana gelen bağıntıları tanımlar; insanları birbirine bağlayan tuhaf olay zincirleri gibi: “ayrılığın altı adımı”[1] hissi, “daha önce de buradaydım sanki” duygusu ve bedenler düzenlemeleri. Deleuze ve Guattari’nin “köksap” [rhizome] kavramı, “rhizo”nun biçimleri
kombine etmek anlamına gediği ve biyoloji terimi olan "rhizome"un, kendini yatay yumru-biçimli kökü
boyunca yayabilen ve yeni bitkiler geliştirebilen bir bitki formunu betimlediği etimolojik anlamından çekip çıkartılır. Bu terimin Deleuze ve Guattari’deki
kullanımında köksap, şebeke biçimli, ilişkisel ve çapraz bir düşünme sürecini ve bu haritanın sabit bir varlık olarak inşasını "takip etmeyen" bir var olma biçimini haritalayan bir kavramdır (D&G 1987: 12). Kökenleri ile tek tek temellerinin izini süren bedenler ile fikirlerin düzen verilmiş soyları "ağaç biçimli düşüncenin" formları görülür ve epistemolojilere hükmeden ve tarihsel çerçeveler ile homojen şemalar oluşturan bu ağaçvari yapı metaforu, köksap düşüncenin olmadığı her şeyi betimlemek üzere kullanılır.
Ek olarak Deleuze ve Guattari, köksapı dünyadaki, müzik, matematik, ekonomi, politika, bilim, sanat, ekoloji ve kozmos dahil çok sayıdaki soyut varlığın bir eylemi olarak da betimler. Köksap, her şeyin ve herkesin -somut, soyut ve
virtüel varlıklar ve eylemlerin bütün boyutlarının- diğer şeyler ve bedenlerle karşılıklı ilişkilerinde nasıl olup da çoklu olarak görülebileceğini tasavvur eder.
Köksapın doğası, hareket eden bir matriksin doğasıdır, ortakyaşar ve paralel-olmayan
bağıntıları geçici ve henüz belirlenmemiş yollara göre biçimlendiren organik ve
organik-olmayan parçalardan müteşekkildir (D & G 1987: 10).
Böyle bir yeniden kavramsallaştırma hiyerarşik düşünce, tarih ve eylemin
yeniden değerlendirilmesi için devrimci bir felsefe teşkil eder.
Yapıları, fark ve arzunun ekonomik devrelerinden üreten
böyle bir dünyaya, Deleuze bedenlerin nasıl kurulduğunu tekrar düşünerek
cevap verir. O ve Guattari, bu tür yapıların yaratıcılığı sınırlandırdığını ve
şeyler ile insanları düzenleyici düzenlerin içine yerleştirdiğini öne sürer. Bin Yayla’da, Deleuze ve Guattari bütün
kitabı, kendilerini düşüncenin akışını düzenleyen temsil sistemine eğilimli tarihsel ve felsefi konumlara karşı işleyen, şebeke biçimli köksap “yaylaları”
dizisi olarak sergiler. Kesintisiz bir şekilde bambaşka formlar ve bilme
sistemleri yapılandırmaya muktedir ilişkisel güçlerin vüztüezce bir ispatı yerine,
Deleuze ve Guattari okura açık bir düşünce sistemi önerir. Rizomatik oluşumlar,
katı, sabit ya da ikili düşünce ve yargıların yapısının hakkından gelmeye,
onları altüst etmeye ve dönüştürmeye hizmet edebilir -rizom anti-soykütüktür.
Bir rizom, bir yaylanın oluşumuna, toplanmış ilişkileri biçimlendiren kendi
oluş çizgileri yoluyla katkıda bulunur. Bir rizomun ağ biçimli çizgilerinde
tekil noktalar yoktur, sadece şeyler arasındaki bağlantıları biçimlendiren
bağlantı noktaları vardır. Deleuze ve Guattari belirtirler ki, çokluğu ve
ilişkisel fikir ve bedenlerin potansiyelini düşünmek yoluyla, belki de
düşüncenin rizomatik bir yaylasına erişilmiş olacaktır. Rizom şeylerin, bir
diğeriyle bağ kurmaya sevk eden, yeni etkiler, yeni kavramlar, yeni bedenler,
yeni düşünceler için bir asamblaj makinesi olarak çalışan herhangi ağıdır;
rizomatik ağ, bedenleri harekete geçiren ve/veya durduran güçlerin haritasıdır.
Deleuze ve Guattari, bedenler ve şeylerin, farklı ve ayrı
varlıklarla bağları yoluyla durmaksızın yeni bir boyuta alınmasında ısrarcıdır;
bu yolla rizom kavramı, dünyayı kavramsallaştırmanın tümüyle Deleuzyen
felsefenin göstergesi olan ayrı bir yolunu vurgular. Deleuze ve Guattari,
gerçekliğin, semiyotik bağlantıların ve taksionomilerin ağaç-biçimli yapıların
içine eksiksizce kök salmasından toplanmış olabilen yapısal bütünlüğün düzenli
serisi olarak düşünülmesi ve yazılmasındansa, bu dünyanın ve onun parçalarının
hikayesiyle, şeylerin -hareketlerin, yoğunlukların ve çok biçimli oluşumların-
rizomatik işleyişi yoluyla iletişim kurabileceğini öne sürerler.
Sınıflandırmanın soyaçekim yoluyla evrim modellerinin aksine, rizomlar,
birleştirdikleri ağlar için hiçbir hiyerarşik düzene sahip değillerdir. Onun
yerine, Deleuzecü rizomatik, işlevleri, parçalar arasında ilişkileri,
sevkeden, saptıran ve soyutlayan rastlantısal ortaklıklar ve bağlantılardaki
açık uçlu üretici konfigürasyon olarak düşünür. Bir rizomun içindeki herhangi bir
parçası, ayırıcı bir son ya da başlangıç noktası olmaksızın, başka bir parçaya
bağlanmış, merkezsizleştirilmiş bir çevreyi biçimlendiriyor olabilir.
Deleuze’de, duygulanımsal[affective] değişimi açıklayan aygıt
“rizom”dur. Deleuze, dünyadaki her bir işleyişi, bedenleri, sistemleri,
ekonomileri, makineleri ve düşünceleri yaratan, rizomatik olarak üretilmiş
yoğunlukların duygulanımsal değiş tokuşu [exchance] olarak görmüştür. Bedenlerin her biri,
arzunun ve onun yankılayan maddileşmelerinin duygulanımsal güçlerinin sayısız düzeyi
tarafından sevkedilmiş ve sürekli kılınmıştır. Herhangi verili sisteme karşı,
devirli, sistematik tekrara müdahalelerden kaynaklanan varyasyonlar meydana
gelebilir. Rizom belki var olan bir bedenle birlikte oluşmuş olabilen -başka bir beden ile ilişki kurmaya neden olabilecek mevcut (var olan) fikirleri de içeren- rizom,
Deleuze’ün Nietzsche ve Felsefe ile Fark ve Tekrar’da tartıştığı,
çeşitliliğin ve tekrar yoluyla farklılığın ilkelerine ister istemez bağlıdır.
Deleuze, Friedrich Nietzsche’nin bengi dönüş kavramını,
öğelerin (mevcut bedenler, düşüncenin tarzları) tekrarı yoluyla farkın bir
sentezini biçimlendiren tekrarlanmış öğelere dayanan şeylerin temel yasası
olarak kabul eder. Sentez genellikle Deleuze ve Guattari tarafından, önceden
bağlı olmayan halkaları zincirlenmesi yoluyla bedenleri (arzulayan-makineleri)
biçimlendiren, rizomların hareketleri, yüzeyleri, kaçışları ve ilişkileri
tarafından üretilen çeşitli ilişkilerin varyasyonu olarak öne sürülür. Homojen olmayan bir silsileymiş gibi, bundan
sonra rizom, nedensel, mümkün ve/veya rasgele bağlantılardan ibaret bir seri
olarak tanımlanır. Rizomatik bağlar, bedenler ve güçler arasında üretilen duygulanımsal bir enerji ve entropidir. Deleuze’ün David Hume üzerine çalışmasında
tanımladığı gibi, toplumsal, politik veya kültürel olarak belirlenmiş güçlerin
ve herhangi verili bedenin etkileşimleri, ortaklığı hem üretir, hem kullanır (D
1991: ix, 103). Süreksiz zincir, rizomların sürekli büyüyen ağı için bir
ortamdır, aynen bir yandan da, zincirin üretimi için bağlamsal koşul olması
gibi.
Rizomatik yazma, var oluş ve/veya oluş, sürekli dönüşümün
bir ortamı olmadığı gibi, basitçe şeyleri özümseyen bir süreç de değildir. Rizom
tarafından yaratılan ilişkisel ortam, ilişkilerin gidişatının tarzının
başkalaştığı, akışların ve kolektif arzunun geliştiği evrimsel çevreye biçim
verir. Rizomatik tarafından üretilmiş hiçbir sabit ortam yoktur; vürtüel ve
dağınık parçalar dışında yaratılmış hiçbir bütünlük yoktur. Daha ziyade, rizom
aracılığıyla noktalar asamblajı biçimlendirir, çoklu seyir sistemleri
muhtemelen kopmuş veya kırılmış topolojilerin içinde birikir; sırayla, bazı
asamblajlar ve tipolojiler bambaşka ve kompleks karşılaşma ve işaretler aracılığıyla
değişir, bölünür ve çoğaltılır. Rizom, analoji veya ikili-yapılar olmaksızın
düşünmenin güçlü bir yoludur. Rizom ile ilgili olarak düşünmek, herhangi bir
fikre, etkinliğe veya kavrama varabileceğiniz çoklu yolları açığa çıkarmaktır -
dünya aracılığıyla bir araya gelen düşünce ve eylemden, her zaman herhangi bir
bedene girişin birçok ve çeşitli biçimi olmanıza yol açan düşünce.
[Çevirenin notu: Bu metin Adrian Parr'ın hazırladığı The
Deleuze Dictionary'den çevrilmiştir. Hatalıysam arayın.]
Çev: Oğuz Karayemiş
[1] Six degress of
separation”: İnsanların birbirleri ile olan mesafelerin en fazla altı arkadaş
kadar uzak olduğunu söyleyen sosyal psikolog Stanley Milgram'ın 1967 yılında
ortaya attığı teoridir. Özellikle günümüzün iletişim ağının altını çizdiği bir
fenomendir. -ç.n.
Deleuze ve Guattarinin hangi kitaplarında bu rizomatik düşünce bölümlerine ulaşabilirim acaba.
YanıtlaSilbin yayla
SilDeleuze ve Guattarinin hangi kitaplarında bu rizomatik düşünce bölümlerine ulaşabilirim acaba.
YanıtlaSil