Aksiyomatik, Deleuze ve Guattari tarafından, Bin Yayla’da çağdaş kapitalizmin
evrensel tarih içindeki işleyişini ve genel semiyolojisini tanımlamak için
kullanılan kavramdır. Bilim ve matematiksel küme teorisinden kök alan
aksiyomatik, birlikte çalıştığı terimlerin tanımlarını sağlamaya ihtiyaç
duymayan ama bunun yerine verilmiş bir alandaki emirler ile kısmi norm veya
buyrukların (aksiyomların) eklenmesi ve çıkarılması yöntemini ifade eder. Aksiyomlar
böylece doğaları belirlenmeye ihtiyaç duyulmayan öğeler ve ilişkiler üzerinde
işler. Onlar, uygulanmalarının alanlarının özellik veya niteliklerine kayıtsızdırlar
ve nesnelerine, tamamen işlevsellermiş gibi, tercihen asıl özlerinden
niteliksel olarak farklılaşmışlar gibi muamele eder. Aksiyomlar sırayla, belirli ampirik veya maddi durumlara
uygulanan teoremlere veya gerçekleşim modellerine eşlik etmektedir.
Eğer
akışları (ve onların kesim ve kırılmalarını) Deleuze ve Guattari’nin transandantal mataryalizminin temel bileşeni olarak alırsak, bir aksiyomatik sistem, kodlama
ve üstkodlamanın sisteminden, doğrudan kodsuzlaşmış akışlar üzerinde işleme
gücüyle farklılaşır. Bu konuda, kapmanın bir formunu içerirken de, içkinlik ve aynı anda her yerde bulunma derecesi bir dışsallık ya da aşkınlık (örn: Despot) oluşumu
isteyen kodlama sistemlerininkinden çok daha büyüktür. Bu, Deleuze ve Guattari’nin kapitalist ve pre-kapitalist
formasyonlar arasında ayni [in kind] bir farkı savunmasının nedenidir: önceki
[kapitalist formasyon] kodsuz işlerken, sonraki akışları kodlar. Evrensel
tarih içinde, kapitalizmin içkin aksiyomatiği, kodsuzlaştırma ve yersizyurtsuzlaştırmanın
eşiğinin geçilmesiyle birlikte aktifleşmiştir. Tam bu anda, Marks’ı izlerken, “özgür”
işçi ve bağımsız sermaye ile karşılaşırız. Aksiyomatik yöntem, çağdaş kapitalizm ve saf bilim tarafından somutlaştırılmış olarak, bilimlerdeki, sistemsel tutarlılıktansa olaylar ve tekil noktalarla ilgilenmeyi
tercih eden sorusallaştırıcı yöntemin yanısıra, ilave aksiyomlar olmadan kodsuzlaşmış akışları kombine etmeye muktedir olan şizoid pratiğe bitişik olabilir.
Deleuze ve
Guattari tarafından üretilen cesur taleplerden biri, aksiyomatiği bilimden
politik açıklamaya analojik olarak taşınmış bir kavram olarak görmememizdir. Bilakis,
bilimin kendi içinde, Devlet ile aksiyomatik asi akış, diyagram ve
varyasyonların katılaştırılmasında iş birliği yapar. Bu, çapraz
iletişimleri ve akışların karşılaşmalarını katılaşmış noktalara ve sabit
ilişkilere tabi kılan, aslen bir katmanlaştırma ve semiyotikleştirme
faaliyetidir. Deleuze ve Guattari’nin gösterdiği gibi, bir aksiyomatik sistemin ve özellikle
kapitalizmin birliğini yerine oturtmak bizzat çok zordur: aksiyomların
eklenmesi ve sökülmesinin fırsatçı karakteri, sistemin doygunluğu ve
aksiyomların birinin diğerinden bağımsızlığı sorununu açığa çıkartır. Üstelik bu
modeller, büyük miktarda heterojenlik ve varyasyon gösterse de (örn, sosyalist,
emperyalist, otoriteryan, sosyal-demokrat, ya da “bağımlı” devletler) yine de
onların aksiyomlara bağımlılıkları, ilişki modellerini eş biçimli yapar (bütün
devletler öyle veya böyle piyasa için üretim aksiyomuna cevap verirler).
Aksiyomatik sistem, genellikle yeni aksiyomlar veya sistemin gözden
geçirilmesini isteyen “karar verilemez önermeler” ürettiğinden dolayı, bir diyalektik bütünlük
değildir. Gücü sisteminkinden daha büyük olan varlıklar (ör: sayılamaz sonsuz seriler)
tarafından sekteye uğratılmıştır ve böylece ihlal bir dışarının üzerinde açığa
çıkar.
Kapitalist aksiyomatiği en dehşetli baskı aygıtı yapan, aşkınlığın
uygulanması veya bütünleştirici faaliyet olmaksızın akışları çekmek ve kontrol
etmek kapasitesidir. Kapitalist aksiyomatiğin başka türlü ölçülemez ve ilişkiye
sokulamaz kodsuzlaşmış akışlar arasındaki ilişki ve bağıntıları kurma gücü ve
bu akışları genel bir eşbiçimliliğe (ör: bütün özneler mutlaka piyasa için üretim
yapmalıdır) tabi kılması, Deleuze ve Guattari’ye, artık hiçbir despot veya
aşkın bir figüre göndermeyen, tamamıyla kendi kişisizliğiyle kendini daha
acımasız yapan makinesel işleyişin yeniden başlamasını -yurttaşlığın, egemenliğin
ve yasallığın ötesinde- önermelerinde yol gösterir. Mademki, işleyişin tarzı olarak, öznel inançları ve insan davranışını tamamen bypass edebiliyor,
iktidarın doğrudan “bölünmüş” madde üzerinde uygulandığı yerde, böyle bir aksiyomatik bizi disiplin
toplumundan, denetim toplumuna taşır. Sadece akışları kaçırmaya ve hatta
aksiyomatiğe boyun eğdirmeye devam etmekle kalmayan, kapitalizmin küresel ve
niteliksiz öznelliği, asla mutlak yersizyurtsuzlaşmaya ulaşamaz ve o her zaman
toplumsal tabiyetin ulus-devlet biçiminde ve ilişki tarzlarının düzeyinde yeryurtların bir tam teçhizatıyla formlarıyla beraberdir.
[Çevirenin notu: Bu metin Adrian Parr'ın editörlüğünü yaptığı, The Deleuze Dictionary'den çevrilmiştir. Çeviride katkı sunmak isteyenler mesaj veya yorum olarak yazabilirler.]
Çev: Oğuz Karayemiş
Bu ne biçim çeviri böyle. Türkçede hiç duyulmadık kelimelerle
YanıtlaSil