Eylemi, düşünceyi ve arzuları, bölümlere ayırma ve piramit şeklindeki hiyerarşikleştirme yoluyla değil; çoğaltma, yan yana koyma ve birbirinden ayırarak birbirine bağlama yoluyla artırın;
Batı düşüncesinin, iktidar biçimi ve gerçeğe erişme kip olarak uzun süre kutsallaştırdığı Negatif'in kategorilerinden(yasa, sınır, iğdiş etme, yokluk, boşluk) kurtulun. Pozitif ve çoğul olan şeyi tercih edin; farklılığı tekbiçimliliğe, akımları birliklere, hareketli düzenleri sistemlere tercih edin. Üretken olanın yerleşik değil, göçebe olduğunu kabul edin;
Dövüşülen şey iğrenç bile olsa, militan olmak için asık suratlı olmak gerekmediğini kabul edin. Devrimci bir güce sahip olan şey, arzunun gerçeklikle bağıdır(yoksa, temsil biçimlerine sığınışı değil);
Düşünceyi siyasi bir pratiğe hakikat değeri vermek için kullanmayın; siyasi eylemi bir düşünceyi gözden düşürmek için, sanki katışıksız bir spekülasyondan başka bir şey değilmiş gibi, kullanmayın. Siyasi pratiği düşüncenin yoğunlaştırıcısı olarak kullanın ve analizi de, siyasi eylemin müdahale biçim ve alanlarının çoğaltıcısı olarak kullanın;
Bireyin 'haklar'ını felsefenin tanımladığı şekilde yerleştirmesini siyasetten talep etmeyin. Birey, iktidarın ürünüdür. Gerekli olan şey, çoğalma ve yer değiştirme yoluyla çeşitli düzenlemeleri 'bireysizleştirmek'tir. Grup, hiyerarşikleştirilmiş bireyleri birleştiren organik bağ olmamalı, sürekli bir 'bireysizleştirme' kaynağı olmalıdır;
İktidara aşık olmayın.
Michel Foucault, "Anti-Oidipus'a Önsöz", Seçme Yazılar 1: Entelektüelin Siyasi İşlevi içinde, Ayrıntı Yay., çev. Işık Ergüden
Yorumlar
Yorum Gönder